Doğduğumuzda ailemiz bize bir ad verir ve hayatımız boyunca eğer farklı bir durum olmazsa bu adla yaşarız. Adımız bazen bir aile büyüğünün veya tarihe mal olmuş bir kişinin adı, bazen doğduğumuz sırada popüler olan isimlerden biri, bazen anlamı sevilen bir kelime, bazen söylenişi sevilen bir sözcük, bazen bir anı, bazen tarihi bir olay veya yerden esinlenilerek konulmuş olabilir. Her ne düşünülerek bize ismimiz verilmiş olursa olsun, içinde bir hikâye, bir sebep veya bir fikir barındırır. Biz de Ninova adını seçerken benzer yollardan geçtik. Neden Ninova dedik firmamızın adına, biraz ondan bahsetmek isteriz.

Üniversiteyi yurt dışında okumak isteyen öğrencilere eğitim ve deneyimimizi aktararak danışmanlık yapmaya karar verdiğimizde, firmamıza bir isim koymamız gerekti. Bu ismin eğitimle ilgisi olması gerektiği şüphesizdi, ancak biz biraz daha kapsamlı içeriğe sahip bir kelime olmasını istedik. Nasıl ki eğer hazırda bir isim fikri yoksa bir çocuğa isim koymak için günler ve hatta aylarca düşünür aileler, o kadar uzun olmasa da biz de epeyce bir süre isim düşündük. Bu isimlerin kimi tam istediğimiz gibi ifade edemedi düşüncemizi, kiminin söylenişi zor veya tınısı hoş gelmedi. Araştırmaya devam ettik, biliyorduk çünkü bizi bir yerde tam da istediğimiz gibi bir ismin beklediğini.

Biz, ismimizi ararken birkaç kriter koyduk.
Dedik ki;
Öyle bir kelime olsun ki eğitimi hatırlatsın.
Öyle bir kelime olsun ki içinde bilgi saklasın.
Öyle bir kelime olsun ki varlığında bir “ilk”i barındırsın.
Öyle bir kelime olsun ki dil kolay söylesin, akıl kolay kabul etsin.

İşte bu kriterleri sıralayınca, her yanı kitaplarla dolu “kitapseverler” de olduğumuz da düşünülünce aklımıza bir soru takıldı. Acaba dünyanın ilk kütüphanesi neredeydi ve kim kurmuştu? Bu soru bizi binlerce yıl öncesine, Mezopotamya’da kurulan Asurlular’a kadar götürdü. Öğrendik ki, Asurluların son kralı olarak bilinen Aşurbanipal bilim alanında da izler bırakmayı isteyen bir hükümdarmış ve bu nedenle de hakim olduğu topraklardaki tüm yazılı belgelerin Ninova kentine getirilmesini emretmiş. Bu şekilde tapınak kitaplıklarında bulunan dini, edebi ve ilmi metinler bir araya toplanmış. Yaklaşık 30.000 adet tablet toplandıktan sonra bu belgeler ve metinler Ninova Kütüphanesinde buluşturulmuş ve böylece M.Ö 625 yılında dünyanın ilk kütüphanesi oluşturulmuş.

Dünyanın ilk kütüphanesinin adını, eğitim almak isteyen gençlere hizmet etmek amacıyla kurduğumuz firmamıza verdik. Her ismin bir hikayesi, anısı, sebebi olduğu düşüncesiyle de hikayemizi sizinle paylaşmak istedik. Bir başka yazımızda logomuzdaki sembolden bahsederiz belki 🙂